tag:blogger.com,1999:blog-17647862686748752342024-02-21T18:11:13.723+03:00onikidensonragüzelleşirbazı.ağaçlar.kesilmelidir.dedihttp://www.blogger.com/profile/05195639024622237950noreply@blogger.comBlogger191125tag:blogger.com,1999:blog-1764786268674875234.post-11348471901491678422016-06-04T18:12:00.002+03:002016-06-04T18:12:18.226+03:00zeytin ağaçlarıkuş olup da ağacın dalına konamayan insan, ilk salıncağı kurdu.<br />
kanadımızın olmayışına mı, belirsiz süreli yalnız kalamayışımıza mı (ki bütün dinler bir süreliğine de olsa yalnız kalmayı öğütler), ufak da olsa bir ışık görmeden karanlıkta yol bulamayışımıza mı, yoksa safi bir balık olmayışımıza mı öfkemiz?<br />
kaynağı belirsiz.<br />
yine de birkaç zeytin ağacı yanyana gelince her şey mümkünmüş gibi.bazı.ağaçlar.kesilmelidir.dedihttp://www.blogger.com/profile/05195639024622237950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1764786268674875234.post-61992359571798731562016-06-04T18:11:00.000+03:002016-06-04T18:11:23.918+03:00sarıgerçek bir hikayeydi.<br />
köksüz, tesadüfsüz.<br />
küçüktük,<br />
cılızdık,<br />
telaşsızdık.<br />
uykuya direnen meraklı göz bebeklerimiz karanlıkta iyi görüyordu.<br />
oturduğun yerde eğilip enseni öpmek gelmişse içimden,<br />
başını çeviresiye kaçıp giderdi hissim.<br />
tüyün sarı.<br />
huyun huysuz.bazı.ağaçlar.kesilmelidir.dedihttp://www.blogger.com/profile/05195639024622237950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1764786268674875234.post-81408120394091737232016-02-08T00:18:00.002+02:002016-02-08T00:23:11.722+02:00mektupbazen tek bir balık farkedeceksin. bazen tek bir balık seni farkedecek.<br />
<br />
eşyaların yerini değiştirmek, çekmecelerin içini düzenlemek, kitapları düzeltmek, hayatın rahatsız etmeden kendini hatırlatma yöntemi gibi. bugün mektuplarımla karşılaştım. sararmaya başlayan kağıtlar insana ne güzel bir geçmişi olduğunu hatırlatıyor, bir yana, o zamana ait heyecanların kıymetini silemiyor bugünün halleri. kendi yazdıklarımı özledim. nerede olduklarını bildiklerim (sayfalarını koparıp koparıp yazdığım kırmızı kapaklı defter) ve belki hala birilerinde saklanan ama anımsamadıklarım.<br />
<br />
yazımın kötü olduğundan şikayet ettiğim bir satıra karşılık "el yazısının verdiği huzur ve sonsuzluk hissi"ne ikna edilmeye çalışıldığım satırlar.<br />
<br />
cevabını vermiş miyimdir diye hafızamı zorladığım sorularla karşılaştım. Hiç senle aynı bardaktan su içtik mi? Ben biliyorum. Su biliyor. Sen bilmiyorsun.<br />
<br />
anlaşılmaz sandığım yanlarımı anladığını haykıran birini görmezden gelmişim yine.<br />
<i><br /></i>
<i>"insan inandığı şeyler uğruna muhteşem hatalar yapabilir. kızmamalısın. darılmamalısın. bir elmanın kırmızı olması, bir papatyanın öyle kokması, bir derdin halledilmesinin ardından gelen ferahlık kadar sıradan ve güzeldir hata yapmak. tabi ki kızıyorsun. belki en çok da bu zayıflığıma kızıyorsun. tedirginliğime, seni kaybetme endişeme, telaşıma, şaşkınlığıma, titreyişime, ürpermeme, anlamlarını anlamamış kelimelerle yetinmeme, planlar yapmama, buhranların yorduğu bir gençlik yaşamama, bilincimi sana yönlendirmeme, kelimelerin yorduğu bir gençlik yaşamama, senin için her şeyi yapabilme yeteneğime en çok da.</i><br />
<i>bunlar da geçecek. seni unutmama kaç yüz yıl kaldı ki.</i><br />
<i>korkularım zamana sığmadı ve yüzleştim. anladım ki ben sende ardı arkası kesilmeyen bir kaybetme korkusu sevmişim."</i><br />
<br />
<br />
mektuplar yazmış, göndermiş biri olmama, mektuplar yazılmış, almış, saklamış biri olmama çok sevindim.<br />
yazıyla seven herkes bildiği gibi, yazarak sevmeye devam etsin.<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />bazı.ağaçlar.kesilmelidir.dedihttp://www.blogger.com/profile/05195639024622237950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1764786268674875234.post-18554467401712718522016-01-30T18:57:00.003+02:002016-01-30T18:57:55.684+02:00başbaşa kalmak üzerine çokça düşündüğüm zamanlar.<br />
kendinle başbaşa kalabilmek çok seyrek düşen iri bir yağmur damlası kadar hissedilebiliyor. ferah, sevdiğim bir his.<br />
<br />
bazen niyet edilen, bazen içine bırakıldığımız bir eylem.<br />
<br />
yolun kenarındaki görüntü hızlıca akıp giderken düşündüğüm:<br />
<br />
koyunlarla başbaşa kalmak, çocuk olarak.<br />
koyunun otlamasını, çocuğun çoban olmasını gözlemek. çocuk olarak geldiği bu çayırdan çoban olarak evine dönmesi. bir kadere karar verilişine tanık olmak.<br />
<br />
çocuk olmayı bırakıp çoban olduğu zaman hangi ana denk düşer?<br />
<br />
dalında insan eline düşmeyi bekleyen meyve gibi.<br />
<br />
<br />bazı.ağaçlar.kesilmelidir.dedihttp://www.blogger.com/profile/05195639024622237950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1764786268674875234.post-65795656666530265272016-01-15T00:53:00.000+02:002016-01-15T00:53:01.297+02:00üflebeklemenin en güzel parmağından tutan bir güzel adam. şimdiye dek payına düşen bir kısa satır. bir yuvarlak masaya düştüğü görünmez bir notu unutayazdığı bir süreliğine gülümsemiş. yeni yeni yeniden gülmeye başlamış.önümüzde geriye kalan bir onbir. insandan geriye özlemek, özlemekten geriye alışmak kalıyor. bütün bunları, biraraya gelince kendini bir yıla tamamlayan oniki ay yapıyor.bazı.ağaçlar.kesilmelidir.dedihttp://www.blogger.com/profile/05195639024622237950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1764786268674875234.post-75838162269553616622015-12-15T22:50:00.004+02:002015-12-15T22:50:44.282+02:00bugün bunu okumayı çok sevdim<span style="font-family: Verdana, sans-serif;">Bir şeyler sunarkenki cömertliğin, böyle meyve ve yemiş gibi şeyler, yaşından büyük ve olmaz yere metanetli yapıyor seni. </span><br />
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;">Dize uzanacak bir eli esirgerken de tutumlu yapıyor lüzumsuz. Görülecek bir zamana kapanan gözün yok yere duyarsız yapıyor.</span>bazı.ağaçlar.kesilmelidir.dedihttp://www.blogger.com/profile/05195639024622237950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1764786268674875234.post-67729077327569997662015-11-22T15:27:00.001+02:002015-11-22T15:27:52.652+02:00bu rüzgarlı hava bir düşünceye tutunmamı engelliyor.<br />
kalabalık bir his aslında.<br />
kabalık ama geçici.<br />
<br />
süresi kısa gerçek bir gülümseme kadar kalalım istiyorum.<br />
<br />
evin içine ısrarla dolan bir gün ışığı gibi değil de önü yaprağı sık ve yuvarlak bir ağacın dallarıyla kesilen bir güneş gelsin.<br />
bir süre dursun.<br />
<br />
sonra dışarı çıkalım.<br />
bir parça kağıdın üzerinde iki satır yazı görüp heyecanlanalım.<br />
<br />
senin bile isteye tutunmadığın dallara salıncak kuralım.bazı.ağaçlar.kesilmelidir.dedihttp://www.blogger.com/profile/05195639024622237950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1764786268674875234.post-77031898686508437892015-09-17T22:41:00.001+03:002015-09-17T22:41:31.472+03:00yeşile yeşil dersek yeşil sanacaklar diye korkmakla geçti.bazı.ağaçlar.kesilmelidir.dedihttp://www.blogger.com/profile/05195639024622237950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1764786268674875234.post-90458151199540816312015-08-27T10:17:00.001+03:002015-09-26T00:20:17.762+03:00<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_2nHA9K8uUbZzIPtQ46d9tEXhEQuUyfmlf4e13TE9LRT9Q7WtRH2rxvA4VDTqvmNozkSoJhtbbvXGwHLeKzwEvmZrgIvvYffKph7qDbEMyaXS784d0wPnLLlsRoxWc-qwG2Pe9gn3ITg/s1600/20150810_081019.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_2nHA9K8uUbZzIPtQ46d9tEXhEQuUyfmlf4e13TE9LRT9Q7WtRH2rxvA4VDTqvmNozkSoJhtbbvXGwHLeKzwEvmZrgIvvYffKph7qDbEMyaXS784d0wPnLLlsRoxWc-qwG2Pe9gn3ITg/s320/20150810_081019.jpg" width="240" /></a></div>
<br />
<br />
neden bu yerde beklemen için onca ısrar ettim bulamıyorum.<br />
akşam güneşine benzer bir sıcaklığı var buranın.<br />
aklıma sarı şeyler getiriyor.<br />
<br />
bir saniyeliğine senden kurtulmuş bir bakışınla karşılaştığımdan,<br />
ayakkabılardan laf açtığından,<br />
bu minderler kırmızı kumaş üzerine ince çiçekli olduğundan,<br />
hep acele ettiğimizden,<br />
hep ama hep<br />
hiç zaman olmadığından,<br />
sarı kağıtlarının kıymetinden,<br />
meyvelerinden,<br />
yemişlerinden.<br />
<br />
sana bakarken bir camın yansımasından gözüm kendime değecek olsa başkalığıma şaşardım.<br />
sana getirdiğim görüntümün herkese götürdüğümden başka olduğunu anlardım.<br />
<br />
bu oturduğum yerde <br />
bin bir hile ile seni getirdiğim yerde<br />
dalından koparılmış şeyler var.<br />
kavanozlarda beklemeye bırakılmış<br />
hala rengine sahip çıkan.<br />
ne senin kulağına ne benim kulağıma tanıdık, başkasının çalgısı çengisi.<br />
yüzyüze bakmaya alışık<br />
saçı sıkı sıkıya toplu genç kadınlar ve<br />
seyrek gülümseme var.<br />
<br />
bugün sadece kendimle karşılaşmayı beklerken sana rastlamam<br />
konuyu hafifletmek için eşelediğim bir köstebek çukuru olsun mu?bazı.ağaçlar.kesilmelidir.dedihttp://www.blogger.com/profile/05195639024622237950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1764786268674875234.post-78971815350036988972015-08-16T00:59:00.001+03:002015-08-16T00:59:06.900+03:00Filmlerdeki harekete geçen ve haklı çıkan karakter gibi davranmak isterken yine evin yolunu tutuyor.<br />
bitkilerin sayısı üçü geçti.<br />
bir yerlerden hayat sızıyor.bazı.ağaçlar.kesilmelidir.dedihttp://www.blogger.com/profile/05195639024622237950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1764786268674875234.post-10179577995262027982015-08-02T17:28:00.001+03:002015-08-02T17:28:06.541+03:00Bir bildiği var.<br />
Bizim bilmediğimiz bir geleceğe kök salıyor.<br />
Dal büyütüyor.<br />
11.06.15bazı.ağaçlar.kesilmelidir.dedihttp://www.blogger.com/profile/05195639024622237950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1764786268674875234.post-78051276559592470872015-07-23T07:27:00.000+03:002015-07-23T07:27:40.592+03:00Gününü soldurma.<br />
Hadi git suya bak. Sen yaziya bakma.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmyq5AMvwhUQ-EnVq_PFU4QSci_lKDOMTlHsVBPfm9nNdvUZbqn7K4ftvj-vMwmEFN78wEah0QH39AzPA7CNbeQZnZ-fVy6rI6ZAkBaFypzR7GWtuTQGtfTwpVP18_MIKgjiRyLkE_9Sw/s1600/20140922_064852_1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmyq5AMvwhUQ-EnVq_PFU4QSci_lKDOMTlHsVBPfm9nNdvUZbqn7K4ftvj-vMwmEFN78wEah0QH39AzPA7CNbeQZnZ-fVy6rI6ZAkBaFypzR7GWtuTQGtfTwpVP18_MIKgjiRyLkE_9Sw/s320/20140922_064852_1.jpg" width="240" /></a></div>
<br />bazı.ağaçlar.kesilmelidir.dedihttp://www.blogger.com/profile/05195639024622237950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1764786268674875234.post-22578062351233265542015-07-06T23:30:00.001+03:002015-07-06T23:30:19.162+03:00herkesin adımı başkadır ya benimki ne zamandır açmaya kıyamadığım vişne rengi peçetelerin paketini açmamla havada kalmaktan kurtuluyor. sana sofra kuruyorum. edeceğin ilk lafla altına örtü serseydim, çekip dağıtması afilli olurdu diye aklımdan geçirdiğim bir sofra. hatayı yeteri kadar özenmeyişimde arayıp ekmeği poşetinden çıkarıp masaya getirdiğim bir sofra. her an ağzımda büyüyecek, kursağıma oturacak lokmaları tavada umutla çevirdiğim.<br />
pis pis gülüyorum. gereksiz bir sabır üzerimde. edeceğin o kocaman bir kütük kıvamındaki lafı bekliyorum.<br />
geliyor.<br />
nefes al nefes veeer ve bu sefer işe yarıyor.<br />
vişne peçetelerimi ziyan etmeme çabam olsa gerek bu. başka bir anlam uyduramıyorum. çiğnemeye devam ediyorum.<br />
<br />
çevremdeyken sana bakıyorum. uzun uzun sinek mi arı mı diye anlamaya çalışarak bakarsın ya öyle bakınıyorum.<br />
aramızdaki iplikten de olsa bağı görmeye çalışıyorum.<br />
bu konu üzerinde yeterince duracak kadar ilgilenmiyorum, ipleri esrarengiz şekilde bağlı oldukları şekilde bırakıyorum.<br />
sonra seninle ilgili herhangi bir şeyin esrarengiz olarak anılması beni güldürüyor.<br />
<br />
sofrayı toplarken kafam çok iyi çalışıyor. hele tabakları yıkarken kelimelerden mücevher yapıyorum. boynuma doluyorum, saklıyorum bir şekilde. ipi kopuyor sonra saçılıyor. biri aklımda birini bulamıyorum.<br />
<br />
açıp açıp kurumuş mu diye baktığım bir yaraya benzettim seni ekmekleri poşetine kaldırıp vişne peçeteleri buruşturup atarken.<br />
acısı geçmiş. yine de bir türlü kurumuyor, kurusa kabuğu neye benzer bilemiyoruz.<br />
<br />
ben bütün huylarımla, huzursuzluklarımla başbaşayken rahat ettim hep. tesadüf müdür ki etrafımızda kimse yokken seni sofraya oturtuyorum. nedir yani meseleyi masaya mı yatırdık?<br />
<br />
bir sürü şey işte kumunu kazısan dibinden yine su çıkar.<br />
anladığım o ki en az senin yanındaki kendimi tanıyorum.bazı.ağaçlar.kesilmelidir.dedihttp://www.blogger.com/profile/05195639024622237950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1764786268674875234.post-44044406978310746462015-06-28T16:44:00.000+03:002015-06-28T16:44:14.483+03:00Her şeyin tam olmasına ve bitmiş halde hazır bulunmasına karşı bir istek duyuyorum. Kan pıhtısından oluşma fikri bu yüzden içimi huzursuz ediyor. Şekli belirsiz bir koyu kırmızı pıhtı. Dört yanından çıkan kollar, bacaklar. Kolların ucundan dallanıp budaklanan parmaklar. Nasıl olduğunu bilmek istemiyorum.<br />
<br />
Suyun yaşadığı yerler var. Düzenli olarak vurduğu kıyılar. Hani diyemiyor ki ben bugün uzak bir sahile vurayım. Şanslı olanlar bir yağmur bulutuna taşınıp kendi seçmediği bir noktaya da düşebilir. Düştüğü yer yine bir su birikintisi değilse su olmaya devam etmeyedebilir.<br />
<br />
İki kol, iki bacakla ödüllendirilerek geldiğimiz bu dünyada, nerenin suyu karıştı ki var olmak için ödünç aldığımız sıvılara, bilmediğimiz yerleri özlüyoruz. Sadece senin olanı alıp gitmek diye bir şey mümkün değil. Bu şey bizi birbirimize bağlamış. Herkesi birbirine bağlamış. Topraktan bitmiyoruz ki biz. Yaban otu da değiliz.<br />
<br />
Bu ses işe yarıyor.<br />
Bu su işe yarıyor.<br />
Bu su bu taşlara vurup geri kaçtıkça güzelce işe yarıyor.<br />
<br />
Bu dalgalar artık su olmak istemediklerinden mi karaya tırmanmaya çalışıyor?<br />
<br />bazı.ağaçlar.kesilmelidir.dedihttp://www.blogger.com/profile/05195639024622237950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1764786268674875234.post-51978363250829316712015-06-16T23:57:00.000+03:002015-06-16T23:58:05.946+03:00üçüncü kez başladığım "varolmanın dayanılmaz hafifliği" yine sonunu göremeden çantanın birinin dibinde kaldı.<br />
<br />
bir tekeri döndüren fare davranışındaki hareketleri saymazsak, benim varoluşum hafif olmamakta haklı.<br />
<br />
düşünce eylemden sayılsaydı bu kadar harekete....<br />
<br />
aman.<br />
<br />
derinlerde hava taneciği bulunmadığının kanıtlandığı günlerdeyiz.<br />
<br />
her şey bu kadar kontrol altındayken kontrol dışına çıkan hallerim, aslında kontrol sandığımız şeylerin kasılmalardan ibaret olabileceğini düşündürüyor.<br />
<br />
<br />bazı.ağaçlar.kesilmelidir.dedihttp://www.blogger.com/profile/05195639024622237950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1764786268674875234.post-89977175760995247072015-05-25T22:01:00.001+03:002015-05-25T22:01:13.516+03:00hissinden söz etmediğin sürece, hesaba katılmadığından hep ayakta kalıyor.<br />
bu yüzden hislerin bacakları çok güçleniyor.<br />
zaman geçiyor.<br />
his geçmiyor.<br />
orada öylece iki ayağının üstünde duruyor.<br />
fazlaca ayakta kalınca hisler ağaçlara dönüşüyor.<br />
kimi çiçek veriyor kimi vermiyor.<br />
verse de vermese de güzel kalıyor, gölge yapıyor.<br />
<br />
ruhun kitaplarda yazmayan bir ağırlığı var.<br />
ayakta duran hisler, belki de fazla yük olmamak için kendine bir yer bulup çömelmiyor.<br />
<br />bazı.ağaçlar.kesilmelidir.dedihttp://www.blogger.com/profile/05195639024622237950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1764786268674875234.post-30516902762035666222015-05-21T23:20:00.000+03:002015-05-21T23:20:25.572+03:00büyüdükçe oluyor sanki.<br />
suyunu emen köklerden dallara kayıyor aklım.<br />
yürüken ayaklarına bakarsa düşer ya insan, göğe döner oldum yüzümü.<br />
şimdilerde aklım uzanıp giden dallarda.<br />
bir korkusuz.<br />
kökünün dibinde oturmaktan geri duruyor.<br />
başımıza gelecek olanlar bir ağacın gölgesi altında gelecekti ya hani,<br />
dallarına salıncak kurmadan gelmeyecek demek.<br />
yine de kendi kökün duruken başkasının dalında çiçek açmak,<br />
almadı aklım.bazı.ağaçlar.kesilmelidir.dedihttp://www.blogger.com/profile/05195639024622237950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1764786268674875234.post-71988442149628897462015-04-26T01:31:00.002+03:002015-04-26T01:31:47.315+03:00çengel bulmacabenzeyen bir şey -aynı iç terazi-<br />
sebebi belirsiz bir ılıklık -tanışıklık-<br />
alabildiğine anlamsız bir yetme - sahip olmak istemek-<br />
abartılı bir anlayış, şefkat -alışılmak istemek-<br />
manasız bir hoş görme -kaybetmek istememek-<br />
lüzumsuz bir fedakarlık -korkaklık-<br />
bakmak, seyretmek -dinlenmek-<br />
<br />
<br />
<br />bazı.ağaçlar.kesilmelidir.dedihttp://www.blogger.com/profile/05195639024622237950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1764786268674875234.post-23742144327674096502015-04-24T17:03:00.002+03:002015-04-24T17:03:18.952+03:00<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe width="320" height="266" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://i.ytimg.com/vi/orGf1Ibq0fQ/0.jpg" src="https://www.youtube.com/embed/orGf1Ibq0fQ?feature=player_embedded" frameborder="0" allowfullscreen></iframe></div>
çevirip çevirip sadece bunu dinleyelim.<br />
sonra da bir şey kendiliğinden olsun.bazı.ağaçlar.kesilmelidir.dedihttp://www.blogger.com/profile/05195639024622237950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1764786268674875234.post-27525745805178063692015-04-16T17:50:00.001+03:002015-04-16T17:50:07.953+03:00incecik kemik elleri var. avuçlarının içi her zaman sıcak olur. kendisi çok üşür.<br />
bugün uzun zaman sonra aydınlık görüyorum yüzünü.<br />
gözleri yuvalarında rahat, nemli, sağlıklı görünüyor.<br />
<br />
dört saat geçiyor, masaya on iki bardak uğruyor.<br />
on iki bardağın ardından sokak üşütmüyor.<br />
<br />
gece oldu. aşağı yukarı aynı yaşlardayız.<br />
aşağı yukarı aynı yerlerde yaşıyoruz.<br />
sokağa çıkınca yollarımızı ayırmıyoruz. kısa süre kimin evine bırakılan kimin bırakan taraf olacağını konuşuyoruz. cinsiyet eşitliği halinde yaş farkı kararı veriyor, evine yollanıyoruz.<br />
demir kapının dışında evine girmesini beklerken yanıma bir kurt köpeği yaklaşıyor.<br />
yanıma sokulan köpeği görünce eli kapı kolunda bir süre duraksıyor.<br />
"sen korkarsın şimdi, nasıl gideceksin?" diyor.<br />
"biz beraber gideriz, beni kollar" çıkıyor ağzımdan.<br />
<br />
sokak çok boş.<br />
tırnaklı ayakları kaldırıma sürtündükçe arkamdan gelmeye devam ettiğini anlıyorum.<br />
korkudan aynı kaldırımda yürümediğim bir hayvana yakın durmak, dokunmak, kafasını sevmek istiyorum.<br />
elimle dizime vurup daha da yakınıma çağırıyorum, hemen cevap veriyor.<br />
artık yan yana yürüyoruz.<br />
yolda bir başka köpek görüyor. peşinden gidiyor.<br />
sokak ortasında durup ağlıyorum.<br />
arkasından sesleniyorum.<br />
biraz çabalıyorum.<br />
tam arkamı dönüp giderken geri dönüyor.<br />
eve kadar yürüyoruz.<br />
yolda acaba eve alsam beraber yatar mıyız diye düşünüyorum.<br />
vazgeçiyorum.<br />
bu sahneyi sanki bir filmden hatırlıyorum.<br />
sarhoşken hayvanlarla dostluk kuran bir karakteri hatırlatıyor.<br />
tavus kuşlarını kucaklayıp eve götürürken sarhoş muydu?<br />
bir şeyi kucaklayıp eve götürme hareketi çocuklukla delilik arasında bir noktada duruyor sanki ama bu isteği o an için çok seviyorum.<br />
<br />
kapının önüne geliyoruz.<br />
kafasını, yüzünü, burnunu, ağzını seviyorum. sarılıyorum.<br />
mutfağa koşup buzluktaki karidesi çıkarıyorum.<br />
beğenmiyor. peynir veriyorum.<br />
kapının önüne yatmış beni bekliyor.<br />
burayı evi yaptı zannediyorum.<br />
bir köpeğim oldu zannediyorum.<br />
geri gelmemek üzere bir korkum silinip gitti zannediyorum.<br />
kendimin sarhoş halini unutuyorum.<br />
<br />
sabah oluyor. <br />
uyanınca cama koşuyorum.<br />
kapının önü boş.<br />
sokağa çıkıyorum.<br />
yürüdüğüm yolun karşısından dört köpek geliyor.<br />
öbür kaldırıma geçiyorum.<br />
bazı şeyler kısa sürüyor.bazı.ağaçlar.kesilmelidir.dedihttp://www.blogger.com/profile/05195639024622237950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1764786268674875234.post-46027262332407544502015-04-03T01:18:00.001+03:002015-04-03T01:18:14.427+03:00gereğinden fazla uzamış bir dal gibi hissediyorum.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhSESjwYrIX-yCtNmzd-O4nDUJL427I1bNzwMZq9EVy_Ru27VLXRsPFwNDc_0m8_LWhqW7vs4RlcjS-K9peJAPJDy49HdZWamXtXmU-iNgnd4yjUqPfVgCieZU3hdOdyHHG4xhUcabLSkw/s1600/Screenshot_2015-04-03-01-13-36-1.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhSESjwYrIX-yCtNmzd-O4nDUJL427I1bNzwMZq9EVy_Ru27VLXRsPFwNDc_0m8_LWhqW7vs4RlcjS-K9peJAPJDy49HdZWamXtXmU-iNgnd4yjUqPfVgCieZU3hdOdyHHG4xhUcabLSkw/s1600/Screenshot_2015-04-03-01-13-36-1.png" height="312" width="320" /></a></div>
<br />bazı.ağaçlar.kesilmelidir.dedihttp://www.blogger.com/profile/05195639024622237950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1764786268674875234.post-85926057362676553272015-04-03T01:03:00.003+03:002015-04-03T01:03:59.798+03:00herkes bir süreliğine haklı olmuştuherkes bir süreliğine haklı olmuştu.<br />
<br />
tam olarak nerede haklı olduğumu hatırlamak için o sokaktan geçiyordum. kaldırımdaki taburelere sığdığımız bir akşamı hatırlamak üzere, o vakit oturduğumuz yere yakın durmaya çalışıyordum geçerken.<br />
<br />
tahmin edemediğim bir his kalmış o günden. haksızlığına uğradığımı hatırladım ve eve döndüğümde aklıma bu düştü:<br />
<br />
herkes bir süreliğine haklı olmuştu.bazı.ağaçlar.kesilmelidir.dedihttp://www.blogger.com/profile/05195639024622237950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1764786268674875234.post-60596619132897304482015-03-22T19:29:00.000+02:002015-03-22T19:29:52.036+02:00eskiden vapurlar vardı 19:15 olduğunda sayfalara dokunmaya bahane.<br />
bugün bir 19:15'e rastlıyorum ve şunları düşünüyorum:<br />
tahmin edemediğimiz yönde değişiyoruz.<br />
geçmişe baktığımda kendimi şefkatle hatırlıyorum.<br />
ne kadar da korunaksızmışız, kendimizi güçlü hissederken.<br />
bugünün geçmişi de başka türlü olmayacak.bazı.ağaçlar.kesilmelidir.dedihttp://www.blogger.com/profile/05195639024622237950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1764786268674875234.post-33156991458897648162015-03-15T17:30:00.001+02:002015-03-15T17:30:28.130+02:00çocukluğumdan beri bana hep öyle gelmiştir ki yakın hissetmek ve yakın hissettiğini belli etmek eş zamanlı değil.<br />
yakın hissetmemek ve yakın hissetmediğini belli etmek de eş zamalı değil.<br />
<br />
bazen emin olamadığın için, bazen utandığın, bazen karşılığını bulamamaktan/incinmekten korktuğun için ertelenen durumlar.<br />
<br />
birinin kitaplarının,<br />
birinin yazdıklarının,<br />
birinin çizdiklerinin<br />
peşinden gitmek olacak iş değil.bazı.ağaçlar.kesilmelidir.dedihttp://www.blogger.com/profile/05195639024622237950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1764786268674875234.post-88302916593739321982015-02-02T23:25:00.002+02:002015-02-02T23:25:53.466+02:00ben bir keresinde kendimi suya bırakmıştım.bazı.ağaçlar.kesilmelidir.dedihttp://www.blogger.com/profile/05195639024622237950noreply@blogger.com0