expr:class='"loading" + data:blog.mobileClass'>

13 Aralık 2010 Pazartesi

Evrenin, gerçek büyüklüğünü hiçbir zaman kavrayamayacağım kadar büyük olduğunu farkettiğim anlar, uçurumun kenarında oturmuş insan resimleri gördüğüm zamanlara denk geliyor. Ondan sonrası fazla oksijen almışsın gibi bir nefes tıkanması, ne kadar küçük, ne kadar görünmez, ne kadar sıradan olduğunu hatırlamanın tüm dünya nimetlerine on basar hazzı.Yükseklere tırmanmış kadar, tırmanmış birinin resmine bakmış kadar nefesim kesik, sakinlikten başım dönüyor. Anlatılacak bir yanı yok aslında. Geldi işte. Koca gövdeli bir ağaç dikildi içime. Yükseklere çıkmak gerek. Suyun altı güzel de temiz havadan ciğerlerini yakmak, tırmanmak gerek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder