expr:class='"loading" + data:blog.mobileClass'>

13 Şubat 2012 Pazartesi

kendim kendini bahçeye çağırdı. pencereden atladım, ayağımın altı toz kaldırdı. kiremitlerin ortasında maydanozlar vardı. pilav demlenirken buradan yeşillik yolmaya atlıyordum.
toprak nemden yumuşamış. üstü soğumuş, karnı sıcak kalmış. sabah ortalardaki güneş akşam üstü toprağın altına yatmış. gün yapıyorlar.
biz o gün orayı oyduk. gördük ki güneş dinleniyor. yatınca boyu uzamış. yuvarlak değil. uyurken değişik görünüyor. birini uykusunda görmeden tanışık sayılmıyorduk elbet. unutmadık.
orayı bir avuç oyduk. bak dedik oyuğuna sığarsın. ne kadar toprak eşelersen o kadar yer büyür sana. en güzel kendi yaptığın kuytuya sığarsın.
canımızın çok sıkıldığı vakitlerde altında nem saklı olduğunu bildiğimiz taşları oynattık. taşın altına hayat vardı. derisi nemden parlayan, içinde kan dolaşan, başı sonu belli olmayan kıvrım kıvrım hayat vardı. bazıları buna solucan diyor. çok ellemeden üstünü örttük.
toprağın altı soğumaya başlamıştı. oydukça emekten avucumuz ısınıyordu. biz taşın altına bakaduruken güneş tam tur atmış, toprağın daha da altına kaçmıştı. sabaha kadar orada kalsak nemin bir başka haliyle tanışabilirdik. ona da çiğ diyorlardı. suyun bile türlü türlü hali vardı ya biz hala şaşıyorduk.
evin içinde lamba yandı. o vakitler, lamba tavandan ipin ucunda sarkardı. beyaz değil sarıydı. güneş akşam kendini bölüştürür, odalara sığardı. tavandan sarkar bize bakardı.
bahçede kalmayıp eve gireceksen ayaklarını yıkaman şarttı. suyun akar haliyle tanışmadan sokaktan eve yol olmazdı. maydanozlar bu sahnede kokmuyor.
kapının eşiğindeki taş soğumuştu. burayı kim oydu bilinmiyor. biz taşındığımızda oyulmuştu. zamanında büyükler oydurmuş.
az daha küçükken oyduğumuz yere kuş da gömmüşüzdür, doğru. kuşun üstünde yonca da bitmiştir.
pencereden sarkarken tahtanın acıttığı karnımız, birinin oyduğu eve sığmaya çalıştık. hepimizi aldı. sokağın daha oynanacak ömrü vardı. zifiri karanlık olmadan eve girenlerin hakkı kaldı.
ne zaman ki kuşun kanadı gölge kadar bile görünmez sade sesi duyulur, eve avucunla oymuşsun gibi tek o zaman sığarsın. karar veremedin de tam vaktinde eve giremedinse, az daha bekle. suya çiğ diyecekler, maydanozların üstüne uzanacak. güneş tekrar gelene kadar, izle.