expr:class='"loading" + data:blog.mobileClass'>

27 Ocak 2015 Salı

eğer ayaktaysan, saçlarını iyice kestirmişsen, tıraşlıysan başka.

o sırada bir şeyler atıştırıyorsan, yavan ekmek kemirir gibi mesela, o daha başka.

eşyalarınla beraber, dirseklerinden beri kolların masanın üzerindeyse, aklını dağıtmışsan orta yere, lafının değdiği yerle gözünün iliştiği yer başka başkaysa, o zaman bir daha başka.

kendi halinde olmakla, kendini haline bırakmış olmak arasında fark var değil mi?

22 Ocak 2015 Perşembe

çoğu zaman seni camdan ısınıp odanın içine dolan bir güneş ışığıyla getiriyorum aklıma. sarı renklerle.
sanki yıllar boyu bir fotoğraftan baka baka hatrıma sokmuşum da gözüm kapalı yüzünü anımsıyorum.
oysa ne üstünden öyle bir zaman geçti, ne yaşlandık.
bir nostalji katma hevesi bulmuş beni, nereden bulaştımsa...
çok uykum geliyor. bildiğin gibi değil.

12 Ocak 2015 Pazartesi

biten hevesleri mum alevine benzetirler. aslında daha çok uykuya gitmeden önce üşenilmiş şeyler gibi.
heves çok zor bir kelime.
hem çekirdek kadar kutsal, hem hiç hükmü yok.
biten hevesleri ne kadar kale almak gerek diye soruyorum bir yandan saçlarını karıştırırken.
çünkü bana, biri saçıyla oynanırken yalan söyleyemezmiş gibi geliyor.
bittiğine göre aslında yokmuş diyecek kadar ansiklopedi bir adam.
sik lo pe di.
ben hayatım boyunca biten şeylere sinirlenmedim.
cümleyi okumadan cümle içindeki anlam bütünlüğünü aranmalaraysa çok sinirlendim.
ne zamandır harflerin yanyana duruşu, kelimenin yankısından kıymetli oldu?
ah yazı.
öyle güzelsin.
çaldın aklımızı.

1 Ocak 2015 Perşembe

beklemenin son bulduğu ve her ne ise o şeyin başımıza geldiği yer bir ağacın altı oluyor demekki.
bunca zaman ben yolda giderken olduğu yerde kalan ağaca içimde duyduğum şeyi bugün anlıyorum.

ağacın altı bir durak ama durdurmak isteyenin yanına varıp olsun istediğini oldurduğu bir durak değil.
olacakların olmak için bizi altına götürdüğü bir durak.

bir elimizin diğerini tutup bizi götürdüğü.

ne olacaksa biz bir ağacın altında uzanmışken olacak. o sırada bir ağacın altında olduğumuzu da sonradan anımsayacağız.

ormanlar bu yüzden mi böylesine bilge?