expr:class='"loading" + data:blog.mobileClass'>

26 Mayıs 2012 Cumartesi

bazen sanırsın içimde orman büyüyecek. avucumda taze koku tutuyorum. azalıyorum, azalıyorum, hem nasıl. azaldıkça başkalarının devamlılığına şaşıyorum. bu durum artık kendi terminolojisini yaratacak. yabancılaşmak, yabanileşmek eskide. bu şekerli kağıt kokusu nefesimi tıkıyor. kendimden başkasının huzursuzluğuyla baş edecek huyda değilim. afrika'nın en acı kahveleri gözümü biraz olsun açıyor. alnımın damarları genişliyor, içeride hava dolaşıyor. zihnim açılıyor. zihnim açılınca hep aynı yere gidiyorum. artık eskisinden daha çok kızıyorum. bugün çok ağrılıyım, ayaklandıkça kendimi yatırıyorum. sadece sabit bir acısı olan insanlarla yakınlık kurabilecek olma hissini bilincimin altlarında bulamıyorum. temelsiz duyguların ne kadar ciddiye alınması gerektiğine karar veremiyorum. artık sadece üflemeli çalgıların yanında sakinlik buluyorum. tedirgin etmeyen tek şey nefes. belli etmeden sevdiğim insanlara adımlarım yok. daha çok temas gerek. fesleğenin kafasını okşarken bile düşünüyorum. 

1 yorum:

  1. ''belli etmeden sevdiğim insanlara adımlarım yok'' ağır laflar beyin fıtığı yapar çocuğum

    YanıtlaSil