expr:class='"loading" + data:blog.mobileClass'>

27 Ağustos 2015 Perşembe




neden bu yerde beklemen için onca ısrar ettim bulamıyorum.
akşam güneşine benzer bir sıcaklığı var buranın.
aklıma sarı şeyler getiriyor.

bir saniyeliğine senden kurtulmuş bir bakışınla karşılaştığımdan,
ayakkabılardan laf açtığından,
bu minderler kırmızı kumaş üzerine ince çiçekli olduğundan,
hep acele ettiğimizden,
hep ama hep
hiç zaman olmadığından,
sarı kağıtlarının kıymetinden,
meyvelerinden,
yemişlerinden.

sana bakarken bir camın yansımasından gözüm kendime değecek olsa başkalığıma şaşardım.
sana getirdiğim görüntümün herkese götürdüğümden başka olduğunu anlardım.

bu oturduğum yerde
bin bir hile ile seni getirdiğim yerde
dalından koparılmış şeyler var.
kavanozlarda beklemeye bırakılmış
hala rengine sahip çıkan.
ne senin kulağına ne benim kulağıma tanıdık, başkasının çalgısı çengisi.
yüzyüze bakmaya alışık
saçı sıkı sıkıya toplu genç kadınlar ve
seyrek gülümseme var.

bugün sadece kendimle karşılaşmayı beklerken sana rastlamam
konuyu hafifletmek için eşelediğim bir köstebek çukuru olsun mu?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder