expr:class='"loading" + data:blog.mobileClass'>

28 Şubat 2010 Pazar

adam



Kaybedeceklerinin hesabını yapıp,korkudan ölecekken, aklının ortada olmadığını fark etmiş. Önüne bakmış. Peynir, ekmek.Galiba yanlışlıkla yemiş.Ziyanı yok.Onsuz da idare edenler var nasılsa. Yiyip bitirmeden önce aklında olsaydım belki zamanında, şimdi midende uyuyor olabilirdim,aklınla beraber midene girmiş olabilirdim. En yakınında. Senin görmediğin yerlerini bile görebilirdim. İsmini 5 farklı parmağımı kullanarak yazıyorum. 5 farklı duygu falan çıkmıyor. Bu duygu bolluğunun ortasında, kuraklıktan bir tek ben boğuluyorum. Hepimiz aynı olduk. Saatlerimiz aynı. Uyuma vakitlerimiz aynı. Hiç gündüz olmayan şehirler varmış. Gitsek ya. 



Adam durmuş önümde. Ağlıyor da ağlıyor. Hiç mi susmaz insan. Nasıl olur bilemem. Ben hiç o kadar uzun ağlamadım, ağlayana da uzun uzun bakmadım. Sağa baktım, kocaman afiş. Elimde bilet. Adam ağlıyor.sağda afiş, önümde adam. Sola döndüm.yol boştu. Ağlayan da yoktu.

1 yorum:

  1. O hiç gündüzü olmayan şehirlerde ağlayana uzun uzun bakamayanlardandık

    YanıtlaSil