expr:class='"loading" + data:blog.mobileClass'>

31 Ekim 2010 Pazar

yanıp sönen imcele bakmaktan sıkılmadığım oluyor. Kağıt üzerinde olsaydım, kalemin kağıda deydiği noktaya bakmaktan sıkılmazdım.Senin üzerinde olsaydım, tam olarak boynuna sokulmaktan bahsediyorum ve tahmin edilenin aksine tamamen hareketsiz, orada kalmaktan sıkılmazdım. Bir insanın, diğer bir insanın bedeninde çare araması, çok insancadır. Çare olacak insan konusunda seçici olmanız ise, düzelterek takıntılı diyelim, tamamen kandırmacadır. Ağrıyan bir içiniz varsa, insanlara sokulmayın. Yaprakların üzerine yatın yada toprağa yanaşın. Bir avuç toprak yutun mesela. Bir çiçek yutun. Burnunuzu bir kuşun sıcak karnına yumun. Gözlerinizi yumun tabi hepsinden önce. Buralara gözlerinizi kapayın. Yatak yorgan altında kalın. Buraların kalabalığı, karanlığı bir ağaca sırtını vermeden, bir rüzgar esmeden, kanat sesi duyulmadan gitmez. Uçucu maddelerden uzak durdukça da kendinle tanışamazsın. Ondandır ömür süren yabancılığın. Kendini tanısan,buralarda durmazsın, balkanlara kaçarsın.

1 yorum: