expr:class='"loading" + data:blog.mobileClass'>

16 Temmuz 2012 Pazartesi

Helen dediğin atarlı olur

hayatımda sergiye gidelim mi diyen tek insan var. Great Masters'ı görmem gerek gelecek misin dedi, vapurla gidiliyor, gelirim dedim. sergi iyi değildi. sabah moda'da kahvaltı ettik. bahsi geçen zaman cumartesi. sıralamayı karışık verdim. önce kahvaltı, sonra vapur (her sabah vapura binerdim ey gidi), karaköy'e geldik. orda bayırı tırmanınca Tophane-i amire var. taşın serinliği başka oluyor, bir de tepe, bir de ağaçlar. sergideki tek görmelik şey Da Vinci'nin Aynalı Odası. Onu da marangoza anlat yapsın. Abartmayayım da üçünden en akıllısı Da Vinci'ymiş bence. Anatomiyle bozulmuş kafasını sevdim. Aynalı odada götümüzle başımıza aynı anda bakma lüksünü yaşadıktan sonra eeaah dedik çıktık ordan. Hemen karşı salonda başka sergi varmış. Ordan da aklımızda kalan "Ben Yünanlı değilim Helenim" oldu. Çingene dediniz ama biz Romanız der gibi. Cidden bize bir şey ifade etmeyen bir sürü şey vardı, biz de kafamızı sergi salonunun büyülü tavanından kaldıramadık. Çıkarken baktık defter var.  İşte şurda şunu şöyle yansıtmışsınız, aklınıza sağlık, emekler, gönüller, lezzetli, keyifli gibi laflar yazmışlar. Biz de hakkını verelim dedik. "Tavan güzel olmuş, tebrikler" yazdık. Eser sahibinin özgüveni sağlamdır diye umuyorum.

                                                    söz konusu tavan şu:


atarlı Helen

sanatçıya notumuz


1 yorum: