expr:class='"loading" + data:blog.mobileClass'>

15 Nisan 2011 Cuma

tarihi yanlış yazıyorum. yanlış yazdığım tarihten medet umuyorum. belki bir dönümün tarihidir. umutlu çocuğum ben. istediğim gibi harcıyorum umudu. duvardan duvara vuruyorum. bakayım, neresi acıdı diye yanına yanaşıp, acıyan yerine bir el daha vuruyorum. ağlamaktan istemsiz iç çeker hale gelmiş bir umudun saçı elimden düşmüyor, avuç avuç yoluyorum. bazen gerçeklerle birdirbir oynatıyorum, maksat canı sıkılmasın, bilirsiniz umut oyalanmalıdır. herneyse, sana doğru elimde mezurayla koştuğumdan bahsedecektim, araya umut girdi.omuzlarına bakıyorum, herkesten geniş, ellerine bakıyorum, herkesten büyük, tek avcuna sığarım sanki. soruyorum onlara ‘neden böyle?’, ‘sana daha büyük görünebilsin diye’, gülüyorum. kırmızı başlıklı mı ne hani, onun babanesinden rol çaldınız, anlıyorum.
Bahsettiğin ağaçlar bunlar mı? Çiçekliyken mi keselim, meyvesini döksün diye mi bekleyelim. Sana konuşabileyim diye bu aylarda ağaç kurban ederdik, emri sen verirdin, unuttun elbet. zaman dediğin çeşit çeşit, seninki benimkine eş değil. en az dilimi kullanıyorum, sonra gözlerimi. en erken onlar yaşlanacak. çok zaman sonra seninki kadar büyük ellerim ve ölü gözlerimle sokağından geçerim. yine konuşmayız, yine sen senin zamanında, ben benimkinde olurum. ziyan şeyler değil bunlar. abartılacak birşey yok. dağılın kelebekler. yaşıyoruz.

3 yorum: