expr:class='"loading" + data:blog.mobileClass'>

21 Aralık 2009 Pazartesi

İnsanın içi vücudunun neresindedir? Karın boşluğunun az yukarsına mı denk gelir? İç geçer, iç acır, iç kaynar. Dökülünce yeniden mi dolar? İçinin alabileceklerinin hesabını yapan insan, ne yalancıdır kendine. Zorunda kalınca yutulanlar, yutarım deyip de kusulanlar, içimizin başına gelenler. İç bilinemezdir. İçimden geçeni kimse bilmez, deme boşuna, sen de içine bihabersin. İçi dışı bir, tekerlemedir. Çünkü hep içi bin, dışı birdir. İçler, hayvanat bahçeleridir. Kuşlar, kelebekler göçünce, soğuk kanlılar gelir. İçini dökmek, mecaz değil, tek yolu basbayağı tükürmektir. Birine içini dökmek, fizikseldir. İçini dökmenin tersi içine dönmektir, güvenli farzedilir. En çok yaptığımız şey içselleştirmektir. Küfrü, öfkeyi, asık suratları, pisliği içimize katarız. En az yaptığımız şey içselleştirmektir. Sahip çıkacaklarımızı balkondan atarız. İç, İ’dir. İç, Ç’dir. İnsan Çekirdeğidir. Yapılması en faydalı şey, güneşte kurutulup yenmesidir. İçi içini yedikten sonra, insan rahat eder.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder